
Herkeslere merhaba! Bugün blog'umun ilk film yorumuyla karşınızdayım.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bugüne dek aşk filmleri izleyip gerçekten sevmeye çalışmama rağmen hepsini sıkılarak ve hiç beğenmeyerek izledim. Ah ne Notebook'lar, ne Umut Işığım'lar tükettim, yine de sevemedim bu türü! Oysa ben hiçbir şeye ön yargıyla yaklaşmamaya çalışan, her türü sevip, sadece belli başlı türlere yönelen biri olmamaya çalışırım. Bu yüzden de aşk temalı filmleri sevmeye epey çalıştım, ama hiçbiri fayda etmedi.
Ta ki bu filme kadar.
Bir defa filmde bir an bile sıkılmadım ve bu oldukça önemli bir nokta. Çünkü ben çok beğendiğim filmlerde bile ara verip soluklanma ihtiyacı hissederim yoksa beni boğar. Çok az filmde dikkatimi aralıksız 2-3 saat boyunca önümdeki ekrana verebilmişimdir. Bu da o filmlerden biri oldu. Tuvalet ihtiyacı dışında filmin başından kalkmadım/kalkamadım.

Sonraki söylemem gereken şey ise filmi sürekli sırıtarak izlemiş olmam. Peki komik bir film miydi? Hayır. Sırıtarak izleme olayı sanırım sadece bana ait çünkü ben eski dönemlerle ilgili her şeye, ama her şeye bayılırım. Bu da eski dönemde geçtiği ve o dönemin yaşayışını, evlerini, kıyafetlerini, efendime söyleyeyim zihniyetini, danslarını vs yansıttığı için çok hoşuma gitti ve sürekli sırıttım. O kadar hoşuma gitti ki bilgisayara atlayıp onların yanına gitmek geldi içimden. Hatta filmi çok beğenmiş olmamın en büyük etkenlerinden biri de bu; eski dönemleri yansıtması.
Oyunculuğa gelecek olursam içlerinde tanıdığım (ve çok sevdiğim) birkaç oyuncu vardı. Onlar da filmi daha da güzelleştirdiler benim için. En başta Keira Knightly ve Carey Mulligan olmak üzere (bayılıyorum bu iki kadına da) Jena Malone, Donald Sutherland ve Matthew Macfadyen bildiğim oyunculardandı. Özellikle Keira'nın oyunculuğu muhteşemdi. Kitabını her ne kadar okumamış olsam da bu kız bu role cuk oturmuş dedirtti yani :)

Onca izleyip de hayal kırıklığına uğradığım aşk filminden sonra bu film cidden ilaç gibi geldi. Aşklarına imrendim, ara ara "Aşkta da gurur olur muymuş be!" dedim (ama bir yandan da adama hak verdim) Bittikten sonra bile dakikalarca ekrana bakıp filmi düşündüm ve tekrar tekrar sırıttım. İlk defa bir aşk filmde aralarındaki aşkla büyülendim ve hiç sıkılmadım.
Kısaca ben filmi çok beğendim.
Fakat bir de olumsuz yorum eklemem gerekirse (o kadar da olsun artık) filmde altta görüyor olduğunuz kızın oyunculuğunu hiç beğenmedim. Repliklerle dile getirmemiş olsalar ne kızın utangaç olduğunu anlardım, ne de verdiği diğer tepkilerin anlamını. Üstelik bir de kitapta çok güzel tasvir edilmiş sanırım. En azından Keira'dan güzel olması gerekiyormuş ama kız fiziksel açıdan bile role oturmamış. Yapabileceğim tek olumsuz eleştiri bu olur sanırım.

Yorumum ne kadar sağlıklı oldu bilemiyorum. Sonuçta benim filmi beğenmemin en büyük nedeni eski dönemde geçmesi ve oyuncuların gösterdiği muhteşem oyunculuklardı. Fakat şunu söyleyebilirim ki eski zamanlarda geçen aşk filmlerini seviyorsanız sakın ha kaçırmayın. Alın kucağınıza peluş ayınızı, patlatın iki tabak mısır ve bırakın aksın sahneler. Siz de mısırlarınızı ses çıkara çıkara yerken ikilinin aşkına hayran kalın.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder